Devlet, erkinin ve yetkisinin sınırlarını genişletme eğilimindedir. Halk tarafından tepkisizce karşılanan her baskıcı-sınırlayıcı hamlesi, otoritesinin sınırlarını biraz daha ileriye taşımasına yol açar.
Bu nedenle direniş hayatidir.
Direniş hakkı, devlet otoritesinin kendi hazırladığı hukuki sistem içinde bireylere tanınmış bir hak değildir. Direniş, varoluşsal bir haktır; ve insanlık tarihi bu hakkı kullanarak daha "insanca" yaşama şansına erişmiş milletlerle doludur.
Direniş gereklidir.
Bireyden ise, kurallarını devletin belirlediği ve her zaman "sistemi koruyan köpekleri" kollayan kokuşmuş oyunu, hukuk sistemini kullanması istenir.
Direniş zorunludur...
...........................................................
Tüm bunlardan sonra yaşadığım ülke için üç beş şey söylemek istiyorum.
Polis öğrenci coplarken "vur oğlum vur!" diye bağıran yaşlı teyze... Polisle beraber öğrenci sopalayan sokaktan geçen adam... Kaldırım kenarında ağzı yüzü kan içinde oturan 1 Mayıs eylemcisine tekme atan, kampüslerdeki siyasi kavgalarda sağ görüşlü öğrencileri gizlice arka kapıdan salıveren, kafede eşiyle beraber oturan adamı sırf kendisini uyardı diye tokatlayan, yedikleri yemeğin parasını isteyen lokantacının kafasında telsiz parçalayan, motorla kaçan gencecik çocuğu kurşunlayan polisler... İstanbul'daki 1 Mayıs olayları için "polis orantısız güç kullanmadı" diyebilen ve aynı gün civardaki esnaf ile dertleşirken "görüyorsunuz işte devlete baş kaldırıyor bunlar" diyen emniyet müdürü... nice vali, başbakan, müdür, komutan... tüm bunlar yaşanırken tepki vermeyip mal gibi bakan; ama Yunanistan’da yaşananlar “popüler” olduğu için karşı kıyıdaki Yunan “kardeşlerine” destek olan, sağa sola “kalbimizdesin Alexandros” yazan tatlı su anarşistleri…
1 yorum:
bir " :
"hepimiz Alexandro'yuz"
"hepimiz deriniz"
"hepimiz polisiz"
"hepimiz kardeşiz"
"hepimiz totoşuz"
hay ben hepimiz'in ..
- ben de
- ben de " olgusu
rumuz : hayati
Yorum Gönder